Taliban’ın Afganistan’da idaresi ele geçirmesinin akabinde Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliği ve diplomatları vazifelerini sürdürürken, ABD’nin çekilmesi öncesinde de Ankara’daki Afganistan Büyükelçisi olan Amir Muhammed Ramin de Taliban idaresiyle de pozisyonunu devam ettiriyor.
Büyükelçi Ramin, Ankara’da Diplomasi Muhabirleri Derneği üyelerinden oluşan küçük bir küme gazeteciyle yaptığı söyleşide, son seçimlerde de gündemde olan Afgan sığınmacılar konusuna ait konuştu.
Türkiye’deki Afgan sığınmacılar sorununun “kamuoyu ve medyada yanlış anlamalara yol açacak halde ele alınabildiğini” tez eden Ramin, son seçimlerde de bilhassa muhalefet partilerinin kampanyalarda yaptıkları “tartışmalı ve gaye gösterici açıklamaların” hassas olan ortamı daha da güçleştirdiğini ileri sürdü.
Ramin, basın toplantısını aslında seçimlerden evvel düzenlemek istediğini lakin iç siyasi tartışmalara girmek istemediği için ertelediğini de belirterek, “Ekonomideki tablo kötüleştiğinde beşerler ile devlet ve hükümet ilgisinde inanç azalıyor. Beşerler etrafta bir hatalı arıyorlar” sözleriyle Afgan kaçakların ekonomik tablonun berbatlaşması nedeniyle “suçlu” olarak görüldüğü tezinde bulundu.
Türklerin Anadolu’yu fethiyle Afganların kaçak göçlerini bir tutan Ramin, “Türkler de Asya’dan buraya göçmeseydi tahminen bugün Türkiye olmazdı. Göçmenler olmasa ABD de bugünkü Amerika olamazdı” dedi. Ramin, Türkiye’ye gelen sığınmacılarla Avrupa’ya farklı nedenlerle giden Türklerin durumları ortasında paralellik olduğunu da sav etti.
Ramin, Afganistan’daki kaideler büsbütün düzelmedikçe göçün sıfıra indirilemeyeceğini de ileri sürdü
Ramin, Türkiye’deki Afganların üç farklı kategoride ele alınabileceğini belirterek, sistemli ve yasal yollarla burada bulunan Afganlar için güya yasadışı gelmişler üzere bir yanlış algı bulunduğunu ileri sürdü.
Ramin, birinci kategoride yaklaşık 50 bin civarında oturma müsaadesi olan sistemli göçmenlerin geldiğini ve bu bireylerin bekleme sürecinde olduklarını ve çalışma müsaadeleri bulunmadığını kaydetti. İkinci kategoride memleketler arası muhafaza statüsü altında olan Afganların geldiğini, onlara bu statünün evvel süreksiz olarak verildiğini ve uzun mühlet bekleyebildiklerini söyleyen Ramin, bu şahısların sayısının ise 130 bin civarında olduğunu kaydetti.
Yasadışı yollardan ise genel olarak 100-150 bin ortası sığınmacının gelişinin kelam konusu olduğunu lakin artık bu sayının çok daha azaldığını ve 50-60 bine kadar düştüğünü belirten Ramin, 2022 yılında kaçak olarak gelen toplam 70 bin kişinin geri gönderildiğini belirtti. Ramin, yasadışı göçten bahsedildiği için bu sayılardan nasıl bu kadar emin olabildiği sorusuna karşılık ise bunların Göç Yönetimi’nin resmi sayıları olduğunu kaydetti. Ramin, Afgan topluluklarla da yakın münasebet içinde olduklarını ve sayıları onlarla da konuşarak sağladıklarını söyledi.
Ramin son seçimlerde oy kullanan Afgan kökenli seçmen sayısının ise 60-65 bin kadar olduğunu da ileri sürdü. Ramin, bu şahısların son devirde gelenler olmadığını, yalnızca 4 bin kadarının son birkaç yılda mülk alarak ya da yatırım yoluyla vatandaşlığa geçtiğini, büyük bir kısmının on yıllardır, 1980’lerden bu yana Türkiye’de yaşayan vatandaşlar olduğunu tez etti.
Büyükelçi Ramin, Afganistan’dan Türkiye’ye yasadışı göçün yalnızca İran üzerinden gerçekleştiğini belirtti.
Afganistan’dan Türkiye’ye gelenlerle ilgili kamuoyunda kimi yanlış bilgiler bulunduğunu, bunlardan birinin Türkiye’nin onlara maddi yardım yapması olduğunu söyleyen Ramin, paranın genelde memleketler arası göç derneklerinden geldiğini söyledi.